2 Mustafa Kemal vardır !
1 sayfadaki 1 sayfası
2 Mustafa Kemal vardır !
İki M.Kemal vardır.
Biri ben, ölümlü M.Kemal,
diğeri ulusun içinde yarattığıM.Kemaller Ülküsüdür...”
Türkiyenin değişmeyen modası, herkesin Atatürk’çü olmasıdır. O’nu, o denli seviyoruz ki, İyilik, doğruluk, dürüstlük, güzellik,erdem, yurt ve ulus sevgisi vb... ne kadar olumlu değer varsa Atatürk adıyla özdeşleştiriyoruz. Resmi kuruluşlarda posterlerini asmak zorunluluğu, kimi diktatörlükleri anımsatsa da Özel işyerlerine, kulüplere, lokantalara, barlara, meyhanelere, arabalara ne demeli ? Her yerde Atatürk. Resimleri ve sözleriyle sanki bizi yönlendiriyor. Yakalarımızda rozeti, her alanda büstü, heykeli var. Okul,cadde, sokak, köprü, park, liman ne yapmışsak adını Atatürk koymuşuz.
Atatürk adına büyük törenler yapar, O’nun için övgüler düzer ve O’nun yolunda olduğumuzu gururla söyleriz. Özellikle siyasi partilerimiz ve politikacılarımız bu alanda çok yeteneklidirler.
Atatürke olan sevgi ve bağlılığımızdan kimse kuşku duyamaz.
Size kolay bir soru:
Atatürk için yukarıdakileri ve daha nicelerini yapan Türk ulusunun ve devletinin Atatürkçü (Kemalist) olmaması düşünülebilir mi?
Elbette düşünülemez. Olur mu öyle şey, dediğinizi duyar gibiyim. Ama düşünmelisiniz. Türkiyede Atatürkçülük, göründüğünden çok farklıdır. Bu alanda büyük bir oyun oynanmakta, Türk halkı kandırılmaktadır. Yarım asırdır sürdürülen bu oyun, iktidar oyunudur. Türkiyede iktidar olmanın yolu Atatürkçü olmaktan geçer. Atatürk düşmanları bu yüzden, her zaman Atatürkçülük oyunu oynarlar.
Kemalist gibi görünüp Kemalizmi yıkmak en geçerli yöntemdir. M.Kemali bunca seven halk başka türlüsüne asla izin vermez. Öyleyse kale içten çökertilmelidir.Yapılan budur.
Atatürkçü olmadığımız açıkça görülüyor.
Türkiye Kemalist bir devletse, üzerinde Atatürk resmi olan Türk lirasının bugünkü değerini açıklayabilir misiniz? Dünyanın en sağlam parası bu durumlara mı düşmeliydi? Kimse yatsıyamaz ki, Kemalizme verilen önemle Türk parasına verilen değer arasında hüzün veren bir benzerlik vardır.
Bugün, Türkiye Cumhuriyetinin politikaları Kemalist ilkelere bağlıdır, diyebiliyor muyuz? Bugün, Kemalizm’in bir tek ilkesini bile, bozmadan yaşattığımızı söyleyebilir misiniz?
Önemli devlet görevlerini üstlenen politikacıların, Anıtkabir merdivenlerini çıkarken, Ata’nın karşısında saygı duruşu yaparken, ziyaretçi defterini yazarken, Kemalizme ihanet edildiğini düşünerek ne kadar ezildiklerini, eridiklerini ekranlardan hissedebilirsiniz. Bu nedenle defterleri yalanlarla doldurmuşlardır.
Okullarımızda Kemalizm öğretimine bir bakalım:
Daha okul öncesinde çocuğun kafasında ilah düzeyinde bir Atatürk imgesi vardır. Okula başlayınca bu iyice pekişir. Bütün ders kitaplarının ilk sayfasında bir resmi ve gençliğe söylevi bulunur. Hayat bilgisi, Türkçe ve sosyal bilgiler derslerinde Atatürk, kişi olarak verilir. TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi ise öykücü bir tarih ve kuru, sıkıcı bir anlatıma sahiptir. Okullardaki Atatürk köşeleri, - çok masraf edilse de- göstermeliktir. İçerikli ve yararlı bir Atatürk köşesini yüzlerce okul arasında bile bulmak zordur.Türklük üzerine abartma ve yüceltmeye dayalı eğitimimizde Atatürk, tarihi bir kahramandır. Mete Han’dan bu yana gelen Türk büyüklerinin sonuncusudur.Yurdu kurtarıp cumhuriyeti kurduğu, devrimler yaptığı da geçiştirilerek verilir. Daha doğrusu ezberletilir.
Öğrenciler, Kemalizm sözcüğünü duymamışlardır. Tepki gösteririler. Atatürkçülük demelisiniz. Çünkü “izm”ler kötüdür. Atatürkçülük diye bilinen de sadece O’nu sevmektir.
Okullarımızda Atatürk sevgisi ve hayranlığı öne çıkarılmış, Atatürkçülüğü öğretmenin zorluğu, Atatürkü öğretmek kolaycılığına dönüştürülmüştür.
Atatürk’ü hiç öğrenemeyenler de vardır. Okulsuz ve olanaksız çocuklar bunlardandır. Başka ideolojilere kapılmış öğretmenlerin yetiştirdiği ya da tarikatların eline düşen çocuklar Atatürk düşmanı olarak büyümekte, Doğu ve güneydoğudaki çocuklarımız ise, daha baştan yitirilmektedir.
Demek ki, Kemalizmi doğru dürüst öğretemiyoruz
Bütün bunları bilerek önlem almayan iktidarlar da, bu yapının üzerine oturarak yararlanma kolaycılığını seçmişlerdir. Kemalizmi ve cumhuriyeti geliştirme yerine, var olan kazanımlar harcanarak bu günlere gelinmiş,sonunda Türkiye, sömürge durumuna düşürülmüştür.
1980’ler, 1990’lar gençliğini izledikçe para, şöhret, bencillik, sorumsuzluk, köşe dönücülük gibi değersizliklerin yükselmesi karşısında içimiz acıyor. “Bütün ümidim gençliktedir” diyen M.Kemal Türkiyesinin gençliği böyle mi olmalıydı? Hakkında bunca kaynak bulunan bir önderi ve ideolojisini doğru dürüst öğrenmeyi gereksiz sayan, tarihsel olaylar geçmişte kalmıştır, bizimle ilgisi yoktur, zaten sıkıcıdır diye gerekçeler üreten gençlerin çoğalması Türkiyenin geleceğini karartıyor.
Gençleri suçlamıyoruz. Onları böyle yetiştiren bir eğitim sisteminin ve Türkiyeyi yönetenlerin Kemalist olmadıklarını vurguluyoruz. Suçladıklarımız, Türk halkını Atatürkçülükle kandıran, sonra da insanlarına böylesine tutarsız, gerici, ulusal olmayan bir eğitimi uygun gören iktidarlardır.
...
M.Kemal ve Kemalizm konusunda nerdeyse toplumca yanlış içindeyiz. Kolayca öğrenilebilecek bir ideolojinin yanlış öğrenilmesi için birileri sürekli uğraş vermekte ve başarılı olmaktadırlar.
Laikiliği dinsizlik olarak görenler,M.Kemalin ne kadar dindar olduğunu, 1923’teki balıkesir Paşa camisi hutbesini örnek göstererek kendilerine pay çıkarıyorlar. Kurtuluş savaşının başında M. Kemalin saltanatı ve hilafeti kurtarmak için yola çıktığını öne sürüyorlar.
Kimileri İş bankasının kurulmasını,C.Bayar’ın 1937’de başbakan olmasını M.Kemalin liberal kapitalizm yanlısı olduğuna kanıt gösteriyorlar.
Kimileri,Kemalist devletçiliği, sosyalist devletçilik olarak görmeye ve göstermeye çalışıyor.
Kimileri, Kemalist ulusçuluğu, ırkçı-şoven ulusçuluk gibi algılıyor.
Küreselleşmeyi savunanlar bile Atatürk’ün de kaynaşmış bir dünya düşündüğünü belirterek Atatürkten bir pay çıkarmaya çalışıyorlar.
Kimisi, Atatürk böyle düşünüyordu diyerek sözler uyduruyor. Atatürkün söylev ve demeçlerini okumamış bile!
Özetle, önemli bir kesim Kemalist devrim ilkelerini bozmak için uğraşmaya devam ediyor. M.Kemal ve Kemalizmi öyle çekiştiriyorlar ki, doğruyu bulmak zorlaşıyor. Amaçlarına ulaşıyorlar. Böylelikle Atatürk sömürüsü sürüyor. Türkiye Kemalizmden uzaklaştırılıyor.
Bunun bir parçası olarak gazete, dergi ve Tv’lerde Atatürk için uluorta yalan ve hakaretler uyduruluyor. İlgili kurumlar ve aydınlar duyarsız !
....
Bunca sevilen bir önderin aynı ölçüde sömürülmesi, ideolojisini öğrenme ve yaymaya ilgisiz kalınması, kurduğu devletin Kemalizm’den ayrılması karşısında Kemalist aydınlara önemli görevler düşmektedir.
Bu kitapta, Kemalizm özetle incelendi ve dilimiz döndüğünce açıklanmaya çalışıldı. Kemalist ilkelerin özünü, sözü uzatmadan, bir köşe yazısı tadında aktarmak istedik. Kimi güncel sorunlarımız, Kemalizmin mihenk taşında değerlendirildi.
Yeni yüzyılda da, Kemalizmin önemini koruyacağı ve işlevini sürdüreceği sonucuna ulaştık. M.Kemal’i insan olarak duyumsatmak, kişiliğinin ilginç ve renkli yönlerini anlatabilmek amacıyla da anılardan bir derleme yaptık.
Okur, Kemalizmle ilgili herhangi bir sorusuna doğru bir yanıt bulabilirse bu yazılar amacına ulaşmış olacaktır.
Bu konuda yazılan on binlerce kitap arasına katılmak bir sevinç, Kemalizm denizinde bir damla olabilmek, mutluluk kaynağıdır.
Asıl amacımız M.Kemaller ülküsünü yaşatmaktır.
Biri ben, ölümlü M.Kemal,
diğeri ulusun içinde yarattığıM.Kemaller Ülküsüdür...”
Türkiyenin değişmeyen modası, herkesin Atatürk’çü olmasıdır. O’nu, o denli seviyoruz ki, İyilik, doğruluk, dürüstlük, güzellik,erdem, yurt ve ulus sevgisi vb... ne kadar olumlu değer varsa Atatürk adıyla özdeşleştiriyoruz. Resmi kuruluşlarda posterlerini asmak zorunluluğu, kimi diktatörlükleri anımsatsa da Özel işyerlerine, kulüplere, lokantalara, barlara, meyhanelere, arabalara ne demeli ? Her yerde Atatürk. Resimleri ve sözleriyle sanki bizi yönlendiriyor. Yakalarımızda rozeti, her alanda büstü, heykeli var. Okul,cadde, sokak, köprü, park, liman ne yapmışsak adını Atatürk koymuşuz.
Atatürk adına büyük törenler yapar, O’nun için övgüler düzer ve O’nun yolunda olduğumuzu gururla söyleriz. Özellikle siyasi partilerimiz ve politikacılarımız bu alanda çok yeteneklidirler.
Atatürke olan sevgi ve bağlılığımızdan kimse kuşku duyamaz.
Size kolay bir soru:
Atatürk için yukarıdakileri ve daha nicelerini yapan Türk ulusunun ve devletinin Atatürkçü (Kemalist) olmaması düşünülebilir mi?
Elbette düşünülemez. Olur mu öyle şey, dediğinizi duyar gibiyim. Ama düşünmelisiniz. Türkiyede Atatürkçülük, göründüğünden çok farklıdır. Bu alanda büyük bir oyun oynanmakta, Türk halkı kandırılmaktadır. Yarım asırdır sürdürülen bu oyun, iktidar oyunudur. Türkiyede iktidar olmanın yolu Atatürkçü olmaktan geçer. Atatürk düşmanları bu yüzden, her zaman Atatürkçülük oyunu oynarlar.
Kemalist gibi görünüp Kemalizmi yıkmak en geçerli yöntemdir. M.Kemali bunca seven halk başka türlüsüne asla izin vermez. Öyleyse kale içten çökertilmelidir.Yapılan budur.
Atatürkçü olmadığımız açıkça görülüyor.
Türkiye Kemalist bir devletse, üzerinde Atatürk resmi olan Türk lirasının bugünkü değerini açıklayabilir misiniz? Dünyanın en sağlam parası bu durumlara mı düşmeliydi? Kimse yatsıyamaz ki, Kemalizme verilen önemle Türk parasına verilen değer arasında hüzün veren bir benzerlik vardır.
Bugün, Türkiye Cumhuriyetinin politikaları Kemalist ilkelere bağlıdır, diyebiliyor muyuz? Bugün, Kemalizm’in bir tek ilkesini bile, bozmadan yaşattığımızı söyleyebilir misiniz?
Önemli devlet görevlerini üstlenen politikacıların, Anıtkabir merdivenlerini çıkarken, Ata’nın karşısında saygı duruşu yaparken, ziyaretçi defterini yazarken, Kemalizme ihanet edildiğini düşünerek ne kadar ezildiklerini, eridiklerini ekranlardan hissedebilirsiniz. Bu nedenle defterleri yalanlarla doldurmuşlardır.
Okullarımızda Kemalizm öğretimine bir bakalım:
Daha okul öncesinde çocuğun kafasında ilah düzeyinde bir Atatürk imgesi vardır. Okula başlayınca bu iyice pekişir. Bütün ders kitaplarının ilk sayfasında bir resmi ve gençliğe söylevi bulunur. Hayat bilgisi, Türkçe ve sosyal bilgiler derslerinde Atatürk, kişi olarak verilir. TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi ise öykücü bir tarih ve kuru, sıkıcı bir anlatıma sahiptir. Okullardaki Atatürk köşeleri, - çok masraf edilse de- göstermeliktir. İçerikli ve yararlı bir Atatürk köşesini yüzlerce okul arasında bile bulmak zordur.Türklük üzerine abartma ve yüceltmeye dayalı eğitimimizde Atatürk, tarihi bir kahramandır. Mete Han’dan bu yana gelen Türk büyüklerinin sonuncusudur.Yurdu kurtarıp cumhuriyeti kurduğu, devrimler yaptığı da geçiştirilerek verilir. Daha doğrusu ezberletilir.
Öğrenciler, Kemalizm sözcüğünü duymamışlardır. Tepki gösteririler. Atatürkçülük demelisiniz. Çünkü “izm”ler kötüdür. Atatürkçülük diye bilinen de sadece O’nu sevmektir.
Okullarımızda Atatürk sevgisi ve hayranlığı öne çıkarılmış, Atatürkçülüğü öğretmenin zorluğu, Atatürkü öğretmek kolaycılığına dönüştürülmüştür.
Atatürk’ü hiç öğrenemeyenler de vardır. Okulsuz ve olanaksız çocuklar bunlardandır. Başka ideolojilere kapılmış öğretmenlerin yetiştirdiği ya da tarikatların eline düşen çocuklar Atatürk düşmanı olarak büyümekte, Doğu ve güneydoğudaki çocuklarımız ise, daha baştan yitirilmektedir.
Demek ki, Kemalizmi doğru dürüst öğretemiyoruz
Bütün bunları bilerek önlem almayan iktidarlar da, bu yapının üzerine oturarak yararlanma kolaycılığını seçmişlerdir. Kemalizmi ve cumhuriyeti geliştirme yerine, var olan kazanımlar harcanarak bu günlere gelinmiş,sonunda Türkiye, sömürge durumuna düşürülmüştür.
1980’ler, 1990’lar gençliğini izledikçe para, şöhret, bencillik, sorumsuzluk, köşe dönücülük gibi değersizliklerin yükselmesi karşısında içimiz acıyor. “Bütün ümidim gençliktedir” diyen M.Kemal Türkiyesinin gençliği böyle mi olmalıydı? Hakkında bunca kaynak bulunan bir önderi ve ideolojisini doğru dürüst öğrenmeyi gereksiz sayan, tarihsel olaylar geçmişte kalmıştır, bizimle ilgisi yoktur, zaten sıkıcıdır diye gerekçeler üreten gençlerin çoğalması Türkiyenin geleceğini karartıyor.
Gençleri suçlamıyoruz. Onları böyle yetiştiren bir eğitim sisteminin ve Türkiyeyi yönetenlerin Kemalist olmadıklarını vurguluyoruz. Suçladıklarımız, Türk halkını Atatürkçülükle kandıran, sonra da insanlarına böylesine tutarsız, gerici, ulusal olmayan bir eğitimi uygun gören iktidarlardır.
...
M.Kemal ve Kemalizm konusunda nerdeyse toplumca yanlış içindeyiz. Kolayca öğrenilebilecek bir ideolojinin yanlış öğrenilmesi için birileri sürekli uğraş vermekte ve başarılı olmaktadırlar.
Laikiliği dinsizlik olarak görenler,M.Kemalin ne kadar dindar olduğunu, 1923’teki balıkesir Paşa camisi hutbesini örnek göstererek kendilerine pay çıkarıyorlar. Kurtuluş savaşının başında M. Kemalin saltanatı ve hilafeti kurtarmak için yola çıktığını öne sürüyorlar.
Kimileri İş bankasının kurulmasını,C.Bayar’ın 1937’de başbakan olmasını M.Kemalin liberal kapitalizm yanlısı olduğuna kanıt gösteriyorlar.
Kimileri,Kemalist devletçiliği, sosyalist devletçilik olarak görmeye ve göstermeye çalışıyor.
Kimileri, Kemalist ulusçuluğu, ırkçı-şoven ulusçuluk gibi algılıyor.
Küreselleşmeyi savunanlar bile Atatürk’ün de kaynaşmış bir dünya düşündüğünü belirterek Atatürkten bir pay çıkarmaya çalışıyorlar.
Kimisi, Atatürk böyle düşünüyordu diyerek sözler uyduruyor. Atatürkün söylev ve demeçlerini okumamış bile!
Özetle, önemli bir kesim Kemalist devrim ilkelerini bozmak için uğraşmaya devam ediyor. M.Kemal ve Kemalizmi öyle çekiştiriyorlar ki, doğruyu bulmak zorlaşıyor. Amaçlarına ulaşıyorlar. Böylelikle Atatürk sömürüsü sürüyor. Türkiye Kemalizmden uzaklaştırılıyor.
Bunun bir parçası olarak gazete, dergi ve Tv’lerde Atatürk için uluorta yalan ve hakaretler uyduruluyor. İlgili kurumlar ve aydınlar duyarsız !
....
Bunca sevilen bir önderin aynı ölçüde sömürülmesi, ideolojisini öğrenme ve yaymaya ilgisiz kalınması, kurduğu devletin Kemalizm’den ayrılması karşısında Kemalist aydınlara önemli görevler düşmektedir.
Bu kitapta, Kemalizm özetle incelendi ve dilimiz döndüğünce açıklanmaya çalışıldı. Kemalist ilkelerin özünü, sözü uzatmadan, bir köşe yazısı tadında aktarmak istedik. Kimi güncel sorunlarımız, Kemalizmin mihenk taşında değerlendirildi.
Yeni yüzyılda da, Kemalizmin önemini koruyacağı ve işlevini sürdüreceği sonucuna ulaştık. M.Kemal’i insan olarak duyumsatmak, kişiliğinin ilginç ve renkli yönlerini anlatabilmek amacıyla da anılardan bir derleme yaptık.
Okur, Kemalizmle ilgili herhangi bir sorusuna doğru bir yanıt bulabilirse bu yazılar amacına ulaşmış olacaktır.
Bu konuda yazılan on binlerce kitap arasına katılmak bir sevinç, Kemalizm denizinde bir damla olabilmek, mutluluk kaynağıdır.
Asıl amacımız M.Kemaller ülküsünü yaşatmaktır.
LeLisH- | aşKın -Ti haLi |
-
Meslek : öqRen-ci öqRendin mi?
Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 1504
Başarı Puanı : 141
Rap : 17
Kişi sayfası
Başarı Puanı, Seviye, Güçlülük:
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz